Ayet:
108- KEVSER SÛRESİ
108- KEVSER SÛRESİ
(Mekke’de inmiştir. 3 âyettir)
Rahmân ve Rahîm Allah’ın adı ile.
Ayet: 1 - 3 #
{إِنَّا أَعْطَيْنَاكَ الْكَوْثَرَ (1) فَصَلِّ لِرَبِّكَ وَانْحَرْ (2) إِنَّ شَانِئَكَ هُوَ الْأَبْتَرُ (3)}
1- Şüphe yok ki Biz sana Kevser’i verdik. 2- O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes. 3- Şüphesiz asıl şanı/hayrı kesik olan, sana nefret besleyenin kendisidir.
#
{1} يقول الله تعالى لنبيِّه محمدٍ - صلى الله عليه وسلم -[ممتنًّا عليه]: {إنَّا أعطيناكَ الكَوْثَرَ}؛ أي: الخير الكثير والفضل الغزير، الذي من جملته ما يعطيه اللهُ لنبيِّه - صلى الله عليه وسلم -[يوم القيامة] من النهر الذي يقال له: الكوثر ، ومن الحوض ؛ طولُه شهرٌ وعرضُه شهرٌ، ماؤه أشدُّ بياضاً من اللبن، وأحلى من العسل، آنيته عدد نجوم السماء في كثرتها واستنارتها، من شرب منه شربةً؛ لم يظمأ بعدها أبداً.
1. Yüce Allah peygamberi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e olan nimetini dile getirerek şöyle hitap etmektedir: “Şüphe yok ki Biz sana Kevser’i verdik.” Kevser, pek çok hayır, uçsuz bucaksız lütuf demektir. Yüce Allah’ın Peygamberi Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e kıyamet günü vereceği “Kevser” adındaki nehir ile eni bir aylık, boyu bir aylık mesafe olan ve suyu sütten daha beyaz, baldan daha tatlı olan Havz da bu pek büyük hayra dahildir. Bu Havzın kapları semadaki yıldızlar kadar çok ve onlar gibi parlaktır. Ondan bir defa içen artık ebediyen bir daha susamayacaktır.
#
{2} ولمَّا ذكر مِنَّتَه عليه؛ أمَرَهُ بشكرها، فقال: {فصلِّ لربِّك وانْحَر}: خصَّ هاتين العبادتين بالذِّكر؛ لأنَّهما أفضل العبادات وأجلُّ القربات، ولأنَّ الصلاة تتضمَّن الخضوع في القلب والجوارح لله، وتنقله في أنواع العبوديَّة، وفي النحر تقرُّبٌ إلى الله بأفضل ما عند العبد من النحائر، وإخراجٌ للمال الذي جُبِلَت النُّفوس على محبَّته والشُّحِّ به.
2. Yüce Allah Rasûlüne olan lütuf ve ihsanını söz konusu ettikten sonra bunlara şükretmesini emrederek: “O halde Rabbin için namaz kıl ve kurban kes” diye buyurmaktadır. Özellikle bu iki ibadeti söz konusu etmesinin sebebi, bunların ibadetlerin en faziletlisi, Allah’a yakınlaştırıcı amellerin en değerlileri olmalarıdır. Ayrıca namaz, kalp ve azaların Allah’ın önünde saygı ile boyun eğmesini ihtiva etmekte ve ubûdiyyetin çeşitli şekillerini ortaya koymaktadır. Kurban kesmekte de Yüce Allah’a, kulun sahip olduğu en değerli kurbanlıkları sunmakla ve yapısı gereği nefsin sevdiği ve kolay kolay vermek istemediği malın bir bölümünü Allah için vermek suretiyle Allah’a bir yakınlaşma söz konusudur.
#
{3} {إنَّ شانِئَكَ}؛ أي: مبغضك وذامَّك ومتنقصك، {هو الأبتر}؛ أي: المقطوع من كلِّ خيرٍ؛ مقطوعُ العمل، مقطوعُ الذِّكر، وأمَّا محمدٌ - صلى الله عليه وسلم -؛ فهو الكامل حقًّا، الذي له الكمال الممكن للمخلوق من رفع الذكر وكثرة الأنصار والأتباع - صلى الله عليه وسلم -.
3. “Şüphesiz asıl şanı/hayrı kesik olan” her türlü hayrı, ameli, zikri ve şanı kesik olan “sana nefret besleyenin” sana buğzedenin, seni kınayanın ve sana kusur isnat edenin “kendisidir.” Muhammed sallallahu aleyhi ve sellem’e gelince o gerçekten kâmildir. Bir mahluk için mümkün olan şanın yüceliği, yardımcılarının çokluğu ve ona uyanların fazlalığı gibi yönlerden o, mümkün olan her kemâle sahiptir. Kevser Sûresi’nin tefsiri burada sona ermektedir.
***